13 Ocak 2016 Çarşamba

İki Gün Sonra

Ne çok sevinmiştik!

İki gün diyip geçmeyeceksin, iki güne neler sığar tahmin edebiliyormusun ? Hangi hastane, kıyafetler, araba, fotoğraf ve videolar. Kafamda deli sorular belirivermişti.

O sabah tıklım tıkış bir otobüse binmiştim, halbuki ne çok özenirdim “hamileyim“ yer verebilir misiniz diyenlere ama demeden ayakta 40 dakika otobüs yolculuğu yapmıştım( İstanbul trafiği malum) şükür iş yerime varabilmiştim. O günün iş planında ağaç a.ş. gidilip bahçe için çiçek seçilecekti. İş verenim bayan olduğu için hamilelikte yükümü azaltma kararı alıp o gün benim gitmeme izin vermemişti. İyiki de vermemiş yoksa kendimi yordum diye dövünüp duracaktım.

Kan tutmayan insanın kan gördüğünde bu kadar kötü olacağı tek sahne düşük tehlikesi yaşadığı andır. Saçımdan ayak tırnağıma buz kesti tabirini yaşadım. Şoku atlattıktan sonra iş yerime en yakın hastaneye gittim,  neden kendi doktoruma gitmediğimin sorusunun cevabını halen kendime veremiyorum. İlk karar ve yanlış karar.

Kadın doğum doktorları hamileler karşı çok hassas olmalılar ama ben en gaddarına denk gelmiştim. Muayeneden sonra direk söylenen cümle ‘ düşük başlamış, ne ağlıyorsun dert etme ilaçlarını iç dinlen!!!
·        - Ne ağlıyorsun.
·         -Dert etme
·         -İlaçlarını iç
·         -Dinlen 

      Evet belki o dakika da gözüken durum buydu ama tavır ve yaklaşım bu olmamalıydı. Bunları söyleyen bir kadın doğum doktoruydu ve bayandı. Yaş itibari ile anne olması çok yüksek gözükse de vicdan yoksunuydu!

Benim canımdan can giderken grip olmuş gibi evde olmanın keyfini sürüp yatıp,ilaçlarımı içip dinlenecektim!

Odadan bir an önce çıkıp taksiye bindim yolda doktorumu aradım olayları anlattım kullanacağım ilaçları söyledi kötüleşirsem nöbetçi olduğunu ve gelmemi istedi. İlaçları içince sanki kanama kesilecek hissi kaplamıştı benliğimi.

Bir saat sonra şiddetli kanama geçirip doktorun yolunu tutmuştum. Bugün sanki her şey lehime işliyordu. O gün vatan caddesi trafiğe kapalıydı emniyete saldırı olmuştu o yüzden yol uzadıkça uzadı benim için. Sonunda varmıştık hastaneye muayene, ilaçlar iğneler sonrası beklemeye geçiş.


En zoru ise yatakta ne olacağını bilmeden beklemek… 

30 Aralık 2015 Çarşamba

İlk...

İş yeri için alışverişteydim, gecikeli bir yada iki gün olmuştu. Bu düşünce de olma ihtimali bile saçmaydı çünkü 8 gün önce test yaptırmıştım (kandan)sonuç negatif. Yine içimi kemiren duygudan kendimi alamıyordum acaba!!!

Acaba ; Test’i erken mi yaptırdım ?
Acaba ; Test sonucunda yanılma payı varmıydı ?
Acaba ; Tahlillermi karıştı ( yok artık demeyin aklınıza her şey geliyor J ) ?

Acaba, acaba, acaba…

İç ses fonda yankılandı, gir şu eczaneye al şu testi.
İç sesi dinleyeceksin arkadaş. Hep seni yanıltmaz ya.

Nabız atışlarım iki katına çıkmıştı, gözlerim yuvalarından fırlayacak şekilde bakıyordu. Çift çizgi!!

Bunun ne demek olduğunu çok iyi bilen ben şuurunu yitirmişçesine duruyordum. Gözlerimden yanaklarıma süzülen damlalar beni kendime getirdi. Hamileydim, anne adayıydım ve çok istiyordum yavrumu…

Şükürler ağzımdan düşmüyordu.

Aklıma yine deli sorular geliyordu.

Ya kanda çıkmazsa, eşime söylesem mi, yada kan tahlilini yaptıralım öyle mi söylesem.Bu gün mü yarın mı yaptırsam. Yarına kadar nasıl dayanacağım ama saat geç olmuştu.Olumlu olursa babaya nasıl haber verecektik, üff kararsızlık ne zor şeymiş…

Ertesi gün sabah dışarıdaki işlerimi bitirip hastanenin  yolunu tuttum. Tahlil sonucunu alana kadarki zamanı hatırlamıyorum.Bana verilen şifre ile hastanenin sitesine giriş yaptım, sonuç olumluydu içim içime sığmıyordu. Şükürler ağzımda sıralanıyordu çok şükür, bin şükür…

 Fındık kurdum gelmeye karar vermişti...


 New Mom